Sirk Hayvanlarının Acısı İnsanların Eğlencesi Olmasın

Kimse sirklerde ne olup bitti­ğinden haberdar mı?

Birçok insan, bu “eğlence” dünyasının toz pembe olduğunu düşünerek çocuklarını, arkadaşlarını, eşini, dostunu yanına alıp kâh eğleneceği kâh heyecanlanacağı kâh güleceği bir eğ­lence gösterisine gittiğini zannediyor. İki ayağı üzerinde ne­şeyle (!) danseden ayı, tek bir kırbaç hamlesi ile ip gibi dizi­len aslanlar, bisiklete binen “insan kılığına sokulmuş” may­mun doğal hayatında da tüm bunların hepsini yapmaya can atıyor mu dersiniz? Hayır, yapmıyor, yapmak isteyeceğini de düşünmüyoruz. Aksine, neden ve nasıl bu hareketleri yapıyor­lar diye düşündüğümüzde ortaya iğrenç, dayanılmaz bir tab­lo ortaya çıkıyor. Bu yüzden sizlere, insanlara ışıl ışıl, renkli, eğlenceli bir dünya olarak pazarlanan sirklerin gerçek yüzünü anlatmak istiyoruz:

Hayvanların kullanıldığı sirkler, hiçbir zaman mutluluğun, eğlencenin sergilendiği yerler olmadı, olamayacak da. Çün­kü, sirklerdeki hayvanlar, vahşi doğadan koparılarak hapse­diliyor, insanların eğlendirilmesi için akılalmaz işkenceler­le, dayakla, açlıkla terbiye edilerek zorla sahneye çıkarılıyor. Her anı zulümle dolu olan, zorlu bir eğitim sürecinin ardından ölene kadar ya da işe yaramayacak hale gelene kadar köleli­ğe mahkum edilen bu hayvanlar, parlak, albenili, ışıltılı gözü­ken insan kıyafetleriyle ve süslerle donatılıp eğlence sektörü­ne kazandırılıyor (!). Sirk sahiplerinin izni dışında hiçbir ge­reksinimleri karşılanmayan bu tutsak hayvanlar, doğal yaşam ortamlarına kıyasla binlerce kat dar alanlarda, asla istedikle­ri gibi hareket edemeyecekleri kafeslerde tutuluyor. Doğaları­na hiçbir şekilde uymayan bir ortamda, çok kısıtlı temel ge­reksinimleri sağlanarak sadece yaşamalarına izin veriliyor. Bu mahrumiyet nedeniyle de hapsedildikleri dar kafeslerde, ken­di etraflarında, sürekli dairesel dönme hareketleri, kafa salla­ma gibi anormal davranışlar sergiliyorlar. Verilen komutu uygulama­mak için direnen ya da hareketleri yapmayı reddeden hayvan­lar ekstradan dayak ve işkenceyle, açlıkla ve susuzlukla cezalandırılıyor ki vahşi dirençleri kırılsın diye…

Eğitimlerde çivili sopa, kırbaç, elektroşok çubuğu, kanca gibi işkence aletleri kullanılarak hayvanlara “vahşi” oldukla­rı unutturulmaya çalışılıyor, bu iğrenç sürece ve süresiz tut­saklığa adapte olmaları için son derece acımasız muamelele­re maruz bırakılıyorlar. Bir zamanlar tıpkı köle insanlar gibi “mal” statüsünde olan ve üstlerinden para kazanılan bu tutsak hayvanlar, şiddet dolu eğitimleri esnasında bile tıbbî yardım­dan yoksun bırakılıyor; çünkü sirklerde kâr daha önemli. Eği­timde, gösteride ve hatta uyurken bile uğradıkları şiddetin, vü­cutlarında açtığı yaralar basit müdahalelerle geçişti­rilerek bir sonraki gösteriye hazırlanıyorlar. Sirkler, şehirden şehre, ülkeden ülkeye gezdikleri için bu hayvanların, suya, yiyeceğe, doğal ihtiyaçlara erişimleri de bir hayli kısıt­lı durumda. Yılın büyük bir kısmını nakledilerek geçirdikle­rinden kötü hava koşullarından da oldukça etkileniyorlar, ama bu, dayaksız, işkencesiz bir zaman dilimi olduğu için onlara göre bulunmaz bir fırsat belki de. Sürekli dayağa, işkenceye ve açlığa maruz bırakıldıkları ve kafes içerisinde sürekli hap­sedildikleri ya da çok kısa zincirlerle bağlandıkları için daima stres ve acı içerisinde yaşamaya mahkûmdur sirk hayvanları.

Sirkler, hayvanlara yapılan zulüm, zorlama ve tutsaklık nede­niyle birer işkence merkezidir. Bu ticarethaneler, aslında eğ­lenceyi değil, zulmü ve işkenceyi pazarlar. Zorlamayla, işken­ceyle, şiddetle eğitilen hayvanlar, zorunlu çalışma sisteminde, cinnetin eşiğinde olan toplumun kargaşasında ufalanan, yaşa­mayı, gülmeyi unutmuş insanları eğlendirmek için adeta “tü­ketilecek” mal muamelesi görür. Tutsaklıklarından ölümleri­ne kadar acı, işkence ve ağır stresle yaşamaya mahkûm edilen bu hayvanların insanları eğlendirmek için tüm bunlara maruz bırakılması hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu yüzden “eğlen­celi” diye reklamları yapılan sirklere halen gitmek isteyip is­temediğinizi sorgulamanız gerekiyor.

Sirklerdeki tutsak hayvanlar,

– Bir zamanlar doğada özgürce ve insandan uzak, insan bo­yunduruğu olmadan yaşamlarını sürdüren canlılardı.

– Acıyı, eziyeti, sömürüyü insanlarla eşit düzeyde hisseder, psikolojik baskıyı ise katbekat fazla hisseder.

– İnsanları eğlendirme gibi bir ihtiyaçları olmadığı gibi in­san tarafından kendilerine böyle bir vazife de yüklenemez. Sirklerdeki tutsaklık, işkence, dayak, açlık vb. durumlar kendi iradelerinin dışında ve bir çıkar uğruna onlara uygu­lanmaktadır.

– Gösterilerde sergiledikleri metazori hareketleri isteyerek öğrenmez.

Önceki İçerikKendi köpeğini hunharca ısıran kevaşe kadın
Sonraki İçerikSevimli Köpek Deniz ve Patates 🥔